BAHÇELİ’NİN ANAYASA SEVDASI


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 23 Şubat 2016 günü grup toplantısında yaptığı konuşmada: “Bize göre ana muhalefet partisi olmadan anayasa yazımına teşebbüs etmek kesinlikle sakıncalı ve mahsurludur. Bu itibarla CHP’nin ikna edilip masaya davetinin sağlanması gerekir. Aksi takdirde anayasa hazırlığı ölü doğacaktır.” demekte. Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere Bahçeli, anayasa değişikliği konusunda ön almak istemekte.
Bahçeli, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın Anayasa Uzlaşma Komisyonu için gönderdiği mektuba verdiği yanıtta da yukarıdaki görüşlerini yineledi. Ayrıca “Anayasa çalışmaları dört parti ile sürmeli.” diyerek AKP-HDP/PKK ile anayasa yapma isteğini de ortaya koymakta Devlet Bey. 
Ey Bahçeli, “HDP ile hiçbir koşulda masaya oturmam.” diye bağırıyordun, ne oldu sana? AKP-PKK anayasası yapmak için neden bu kadar isteklisin?
O zaman şu soru akla takılmakta: Bahçeli’nin anayasa değişikliği yapmak istemesinin nedeni ne? Neden dağılmakta olan anayasa masasını toparlamaya çalışmakta Bahçeli?
Bahçeli’nin konuşmalarından anlaşılacağı üzere ona, dağılan anayasa masasını toparlama görevi verilmiş. Peki, bu anayasa değişikliğini asıl isteyen güç kim? ABD... Ve ABD’nin piyonları: AKP, FETÖ ve PKK... Çünkü bu güçlerin Türkiye bütünlüğüyle ilgili sorunları var. Cumhuriyet ile ilgili hazımsızlıkları var. Türkiye’nin kurucu iradesine ve kurucularına karşı bitmez bir kinleri var. Üstelik anayasa değişikliği isteği, Türkiye’yi bölme, Cumhuriyet’i yıkma amaçlıdır.
Peki, Bahçeli’nin derdi ne? 
CHP’nin anayasa masasından kalkması Türkiye’nin ve Cumhuriyet’in geleceği açısından olumlu, alkışlanacak bir tavırdır. Türkiye’nin yararına olan bu durumu değiştirmek için Bahçeli’nin uğraş vermesi nedendir? CHP’yi ikna ederek bölücü anayasanın hazırlanacağı masaya oturtma görevini Bahçeli kimden alıyor? CHP’yi masaya oturtacağına sen de çekil o masadan da bölücü anayasa yapma eylemi son ersin, Türkiye kurtulsun!
AKP iktidarı boyunca, iktidar partisi ne zaman dara düşse Bahçeli imdadına yetişmiştir. AKP’nin kurtarıcısı olmuştur.
Bahçeli yönetimindeki MHP, milliyetçi olduğunu söylemekte. Milliyetçi olmanın biricik koşulu emperyalizme karşı olmaktır. Bugüne kadar Bahçeli ve arkadaşlarının ağzından ABD emperyalizmine karşı bir söz işiten oldu mu? Ortadoğu’yu ve Türkiye’yi kan gölüne çeviren ABD’ye karşı herhangi söylem ya da eylemini gören oldu mu? Ülkemizde yıllardır süren ABD sömürüsüne karşı MHP’nin en küçük bir hareketine tanıklık eden var mı? Ulusal sanayimiz ve kalkınmamız ABD emperyalizmine kurban edilirken MHP’nin küçük de olsa bir karşı çıkışına rastlayan oldu mu? ABD’nin, Türkiye’deki askeri varlığına karşı Bahçeli ve MHP’nin sesinin çıktığını gören var mı? AKP hükümeti, devlet dairelerinden “TC”yi kaldırırken Bahçeli’nin MHP’sinin bir şey yaptığını gören, duyan oldu mu?
Emperyalizme karşı çıkmadan beylik sözlerle milliyetçilik yapmak, Türkiye’ye yarar getirmemekte. ABD’nin Soğuk Savaş dönemindeki yönlendirmeleriyle kafalara işlenen komünizm düşmanlığıyla milliyetçi olunmaz. Dış Türklerle ilgili yüksek perdeden konuşarak ve kendi yurttaşlarının emperyalizme karşı haklarını savunmayan bir anlayışın milliyetçilikle bir ilişkisi bulunabilir mi? Emperyalizme karşı duruşun olmazsa ABD’nin dayattığı, AKP-PKK’nın Türkiye’yi bölmek, Cumhuriyet’i yıkmak için oluşturmaya çalıştığı bölücü anayasa masasına oturmak için can atarsın. Çünkü Türkiye’nin asıl düşmanıyla savaşmak, gündeminde yok!
MHP’nin sorunu, Bahçeli değil! Sorun, genel siyasette... Emperyalizme karşı konumlanamayan bir partinin milliyetçiliği sözde kalır. Türkiye’nin yaşamsal sorunları karşısında sessizliği sabır ya da demokrasiye saygı olarak anlatılır kamuoyuna. Bu nedenle Bahçeli’nin anayasa sevdasını, ona çok görmemek gerek. Her siyasal yapı, kendi dünya görüşüne göre davranır.
                                               Adil Hacıömeroğlu
                                               28 Şubat 2016
                                              


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder