KOALİSYON ÖNERİSİ OLMADIYSA NE KONUŞTUNUZ?


 

7 Haziran seçimleri sonrası kamuoyunun beklediği gibi AKP ile YCHP arasında koalisyon görüşmeleri başladı. Bir ayı aşkın bir süre içinde gerek genel başkanların gerekse iki partinin kurulları arasında kırk saati aşkın konuşma oldu. Ne yazık ki dağ fare doğurdu.

 

Genel başkanlar arasında yapılan son görüşmeden sonra ilk açıklamayı Davutoğlu yaptı. Konuşmasında CHP ile koalisyon yapmayacaklarını söyledi. Ardından Kılıçdaroğlu geçti mikrofonların karşısına. Üzgün görünmekteydi. Çok heyecanlıydı. Sesi titriyordu. Zaman zaman sözcükleri heyecan ve şaşkınlıktan olsa gerek yanlış söylemekteydi.

 

Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında en ilgi çekici nokta, “Kendilerine AKP tarafından koalisyon önerisinin getirilmediğiydi.” Bir aydır AKP ile ne görüştünüz? Koalisyon önerisi yoksa saatlerce neyi konuştunuz?

 

            AKP ile YCHP kurulları arasında konuşmalar sürerken birden “istikşafi görüşmeler” yapıldığı söylendi kamuoyuna. Tabi sözcük hem yabancı hem de kamuoyunca az bilinir olduğundan halkın çoğu, işlerin doğru yoldu olduğu ve koalisyonun kurulacağı algısı doğdu. Oysa “istikşaf” sözcüğü “araştırma, keşfetme” anlamındaydı. Sözcüğün bilinir karşılıkları kamuoyuna söylense iki parti arasındaki kamuoyunu uyutma görüşmelerinin gerçek yüzü ortaya çıkacaktı.

 

            AKP ve YCHP bir aydır birbirlerini ilk kez görmüş kişiler gibi “keşfetme(!)” konuşmaları yaptılar. Birbirlerini tanımaya çalıştılar bu görüşmelerde. Çünkü ikisi de uzaydan gelmişti sanki. On üç yıldır Türkiye’nin iktidar ve ana muhalefetini oluşturan iki parti, kırk saatte birbirlerini keşfettiler. Bu keşif sonunda da izdivaç gerçekleşmedi.

 

            Koalisyonu en çok YCHP yönetimi istemekteydi. 7 Haziran öncesi seçim propagandasında bile AKP’ye fazlaca yüklenilmedi. RTE’ye karşı saygılı bir dil kullanıldı. YCHP yönetimi geleceğini AKP koalisyonuna bağladı. Bu nedenledir ki bir ayı aşkın bir süre Kılıçdaroğlu’nun deyişiyle “koalisyon önerisi almadan” görüşüldü. Her görüşmeden sonra parti kurullarının sözcüleri uzun uzun kamuoyunu bilgilendirdiler. Basın, her görüşme sonrasında beklentileri tırmandırdı.

 

Tam koalisyon kuruldu derken RTE, limon sıktı bunca emeğe(!). Bazı YCHP yöneticileri, Davutoğlu’nu demokrat, RTE’yi diktatör ilan ettiler. Bunca yıldır siyaset yap, AKP’nin RTE demek olduğunu bilme! AKP yöneticilerinin RTE’nin izni olmadan hiçbir şeye karar veremeyeceğini görme! AKP’nin RTE ile var olacağını bir türlü anlama! RTE’nin siyasal geleceğinin AKP’nin güçlü olmasına bağlı olduğunu unutuver nedense! Bütün bunlardan sonra da RTE’nin çömezinden demokrasi kahramanı(!) çıkarmaya çalış! Şimdi ne yapmamızı bekliyorsunuz? Sizleri milletçe alkışlamamızı mı? Millet, acınacak bu duruma yalnızca güler.

 

Basına yansıdığı üzere “istikşafi görüşmelerde” AKP ve YCHP yöneticilerinin bir konuda anlaştığı öne sürüldü. O da “partilerin tüzük değişikliklerini yapmak için genel merkezleri yetkilendiren bir yasa değişikliğinin yapılması (Aydınlık Gazetesi, 16 Ağustos 2015)” konusu. Parti tüzük değişikleri kurultayda/genel kongrede yapılırdı. Eğer bu anlaşma gerçekse ve gerçekleşirse partiler, tamamen tek adam yönetimine girer. Bu durum, 12 Eylül generallerine rahmet okutur. Halksız demokrasinin(?) kurulması demektir bu.

 

Yukarıda belirtilen konuda YCHP yöneticileri ivedilikle kamuoyunu aydınlatmalı. Böyle bir yasa peşinde koşan siyasetçi ülke çıkarlarını bir yana itip kendi koltuğunun savaşımını veriyor demektir.

 

AKP ve YCHP yöneticileri Türkiye’ye bir iyilik yapmak istiyorlarsa “istikşafi görüşmelerin” tutanaklarını açıklamalılar. Halk aydınlatılmalı.

 

 AKP ve YCHP yöneticilerine soruyoruz. Tüzük değişikliklerini kurultaylardan alıp genel merkezlere verecek yasa için anlaşmadıysanız ne konuştunuz siz? Sahi, sizler kırk saati aşkın süre koalisyonu değil de neyi konuştunuz? Anılarınızı mı anlatınız, yoksa yiyip içip yan gelip yattınız mı?

 

                                               Adil Hacıömeroğlu

                                               17 Ağustos 2015