“KÜRT SORUNU” MU, “TERÖR SORUNU” MU?


                             
        Yaklaşık otuz yıldır süren bölücü terörü adlandırma konusundaki farklılıkların nedeni nedir? Otuz yıldır yaşadığımız bu olayı farklı adlandırmak, konunun değişik biçimlerde algılanmasından doğmakta.
            
      12 Eylül’den sonra ülkemizde etnik ayrımcılık ve mezhep farklılıkları temelinde siyaset yapma anlayışı topluma adeta dikte edildi. Küreselleşmeci merkezler ulus devletleri yıkma amacına ulaşmak için etnik ve dinsel kimliklerin ortaya çıkmasını, dillendirilmesini, siyasal araç olarak kullanılmasını desteklediler. Yeni liberalizmin vahşi ekonomik sömürünü sürdürmek ve dünyanın doğal kaynaklarını yağmalamak için ülkeleri, bölünebilecek en küçük parçalara ayırmak gerekliydi. Bu nedenle de alt kimlikleri olabildiğince kaşımak için özel çalışmalar yapıldı. Sınıf mücadelesinin ulusu birleştirici gücü de böylece zayıflatılıp ortadan kaldırıldı. Küreselleşmeci liberalleri en çok rahatsız eden ezilen sınıfların hak aramasıydı. Çünkü etnik kökeni, inancı ne olursa olsun emekçiler kendi sınıf çıkarları için birleşiyorlardı. Birleşen emekçi sınıflar, ülkelerini emperyalist saldırılara karşı korumaktaydılar. Tarih, emekçilerin direniş destanlarıyla doludur. İşte, alt kimlik siyasetiyle yok edilmek istenen ulusal bütünlüktür.
            
       Ülkemizdeki bölücü sorunu, ezilen ulusun savaşıymış gibi göstermek yanlıştır ve BOP’ çulara hizmet eder. Dünyadaki sömürge ülkelerden hiçbiri, sömürücü ülkenin parlamentolarına temsilciler gönderip merkezi yönetime katılmaz. Kısacası, İngiliz meclisinde Hintlilere, Pakistanlılara, Aborjinlere, Kanadalılara rastlanmaz. Oysa TBMM’de Türkiye’nin her kesiminden insanlar temsil edilir. Bakan, başbakan, hatta cumhurbaşkanı bile olabilirler. Lenin’den başlayarak dünyanın bütün sosyalist önderleri Kürtçü kalkışmaların emperyalizme hizmet ettiklerini belirtmişler (Ayrıntılı bilgi için bkz. Mehmet Perinçek, Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt İsyanları). Günümüzde ise sosyalist ülkelerin hiçbiri, ayrılıkçı hareketleri desteklemiyor. Oysa sömürgeciliğe karşı savaşan uluslar, sosyalistlerce hep desteklendi. Bazı Soğuk Savaş solcularının PKK’yı solcu sanması ilginçtir. Solcu olan birinin bilmesi gereken şey, solculukla ırkçılığın yan yana gelemeyeceğidir. Yine AB’cilikle solculuk yan yana olmaz.
           
      “Kürt sorunu” adlandırması Batılı emperyalist merkezlerce kullanılmakta. Bölücü terör örgütü de bu adlandırmayı özellikle kullanmakta. Amaç, Kürt kökenli yurttaşlarımızın hepsini ayrılıkçılığın kapsamına sokmak; bölücü örgütü, tüm Kürtlerin temsilcisiymiş gibi göstermek. Böylece de bölücü örgütün alanını genişletmek. PKK’nın sözde demokratik isteklerinin bir kısmının hükümetlerce kabul edilmesi, bazı muhalefet partilerince seslendirilip desteklenmesi bölücü örgüte Kürtler arasında itibar kazandırmakta. Böylece de bölücü örgütün isteklerinin sonu gelmiyor. Sistemin demokratikleşmesiyle bölücü örgütün isteklerinin karşılanmasını birbirine karıştırmamak gerek. Eğer demokratikleşeceksek bu seçim ve siyasal partiler yasasının değişmesiyle başlamalı. Emekçilerin lehine olmayan “demokratik paketler(!)” topluma mutluluk getirmez. Demokratikleşmeyi etnik ve mezhep temeline dayamak toplumu ayrıştırmadan öteye geçmez. Ayrıştırma, çatışma getirir. Çatışmanın, kavganın olduğu bir yerde demokrasi olur mu?
            
      ABD destekli bölücülüğü “Kürt sorunu” diye adlandırmak, ayrılıkçılığa prim vererek onların tezlerini destekler. Ülkemizin bir bölgesinde sosyal bir sorun vardır. Bu sorunun kökeninde de feodalizm yatmakta. Feodal Ortaçağ, bataklığında emperyalizmin desteğiyle de bölücü terör üremekte. Bu nedenle yurtsever, sorumlu yurttaşlarımızın bölücü terörü doğru adlandırması gerek. Türkiye’nin birliğinden yana olan Kürtlerin çoğunluğunu PKK’nın kucağına itme yanılgısından kurtulmalılar.
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       8 Ağustos 2012
            Not: 11 Ağustos 2012 Ulus Gazetesinde yayımlanmıştır.
            Yazılarımın tümünü http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.
            

6 yorum:

  1. BARASIZLIGA SUREKLI ISIM DEGISTIRMEK LUKSUNU BUNLARA KIM VERDI.ANLAYAMIYORUM..NEDIR BU KEPAZELIK BUNUDA ANLAMIS DEGILIM..
    VATAN NEREDE SAHI.BU BIR KAC CAPULCULARLA MESGUL OLACAGIZ HEP.
    MILLETIN RAHAT VE HUZURUNU KIM VERECEK BU ULKEDE .
    SUREKLI GERILIM.SUREKLI KAVGA,NEDIR CEKTIKLERIMIZ.
    ULKENIN KALKINMASI DURDU,SUREKLI GERILIM YETER YAHUU YETERR...
    UTANMA ,HAYA YOKMU BUNLARDA..

    YanıtlaSil
  2. @geceu25 , uğur cansu

    Pkk gibi terör örgütlerini herkes kullanır.Türkiye ile sorunu olan herkse sorunlu dönemlerinde kullanmıştır.Kısa süreli ortaklık yapılır talimata göre eylem düzenler.Bu ve bunun gibi örgütleri duruma göre İsrail, ABD, Suriye, İran, Rusya, Rum, ve AB gurubu devletleri zaman zaman desteklemiştir.Öcalan İtalyadan çıkıp Rum elçiliğinde Kenya da yakalanmadı mı. Hükümetin pkk sorunu ile ilgili gündemi farklı yaptığım yorumu okuya bilirsiniz.

    http://www.twitlonger.com/show/ips5ar

    YanıtlaSil
  3. çok doğru bir analiz yaznınzdaki düşüncelere ve öenrilere tamamen katlıyorum ,, tüm olanlar Bop adlı projenin çalışmasıdır biz aydınlar olarak ona göre tedbieimiz alıp naltmalıyız... Teşekkürler Adil Bey...

    YanıtlaSil
  4. Teşeküe ederim Adil bey emeğine yüreğine sağlık iyiki varsın bizleri büyün ekek ve çaba sarfederekaydınlatdığın için sonsuz teşekür ederim ülkemizde 1950 buyana gelmişgeçmiş buütün siyasetçiler sorumlusağcısıyla solcusuyla bu başbelası irkçı faşist bölüçüpkk dan hepsi sorumlu emperyalizimin bir kulu oldugunu bile bile oy alma uğruna bizim siyasetçiler var etdihızını alamadılar elikanlı terör örgününü altın tepside sı-undular doğuda bölüçü pkk yı nekadar emperyalizim ve BOP prıjeside olsa sevf anlaşmasını nasıl MUTAFA KEMALATATÜRK ÇÖPEATDIYSA bu Büyük orta doğı Projesinide çöpe atabillerdi siyasetçiler hayinlikyarışına girdiler oy alma uğruna doğudakisümürüfeodal düzende din yobazında medet beklendi bizleri yıllardır emperalizimin tüketim artıklarıyla kandırdılar pkk yıda bizim insanlarımız var etdi hep ingiliz amarikayı suçlasakda bizlerde sağ çılık solculuk din ayaklarıyla gelişmesine göz yumduk bakın akp geleli holdik oldu pkk akpkk pkk hükümeti olu verdi arkdaşlar...denizli pamukkale Hüseyin Dinç

    YanıtlaSil
  5. Konu ile alakalı BDP nin parti yayın organında yazanlar dikkat çekmekte..Rojava devrimi ,Sömürgeci düzenin dışişleri bakanı (davudoğlu)Güney Kürdistan a göndermişler,sömürgeci Türk devleri alanen herkese göstere göstere Kürtlerin ve Kürdistan ın iç işlerine müdahale etmektedir..ve kendi sömürgeci politikasını dayatmak istemektedir.Ancak bunun Türk devleti lehine bir sonuç yaratmayacağı,uzun vadede Kürt ulusunun birliği ve örgütlü güçünün kazanacağı açıktır.Rojava daki Kürdistan devrimini tehditler savurarak tasfiye etmek için harekete geçen ırkçı AKP,hükümeti ile kürt ve Alevi halkımıza saldıran zihniyetin beslendiği kaynak bir ve aynıdır...Akp yi Kemalist ve Ulusalcı hareketle bir tutan zihniyet karşımızda durmakta ..üstüne Alevi politikasını kullanmakta..amaç daha fazla militan ve partizan kazanmak;gayelerine de ulaşmaktalar.Irkçı saldırılara karşı Serhildanları(militanları),örgütlü ve sürekli kılmak için çağrı yapılmakta..2012 yılı itibarı ile..bir diğer husus ise Karayılan röportajında ki ilgi çeken bölümler özellikle Suriye konusunda ki düşünceleri ;PKK nın ,Suriye de iktidar kurduğunu belirtmenin büyük bir çarpıtma olduğunu söylemekte;Suriye kürdistanın da gelişen süreçin ,kürt halkının ve siyasal yapılarının iradesin da gelişen bir süreç olduğu,orada PKK nın üslendiğini söylemenin ,Pkk nın iktidar kurduğunu söylemenin sadece yanıltma olduğu,Suriye nin her hangi bir yerinde kamp kurmaya ihtiyaçları oldmadığını;Suriye topraklarında herhangi bir pkk güçü olmadığını belirtmiş.AKP nin kürt halkını kandırmak için yalan söylediğini,dayandığı çizgiyi ise İttihat ve Terakki ye benzetmiştir.TC nin ortadoğu da rol oynayacaksa ,kürt karşıtlığını bırakması gerektiğini vurgulamış..Dikkat çeken açıklaması ise TC nin ;Asuri,Ermeni,Rum ve Kürtlere karşı milliyetçilik yaptığını burda Alevileri ezilen sınıfa dahil etmediğidir..bu da amaçlanan politikanın sempatizan toplamakla sınırlı olduğu gerçeğini göstermekte..Bdp içinde yer alan Alevi vekiller bu durumu görmezden gelmekteler çünki kendi halklarına karşı asimilasyona uğramışlardır..Suriye deki kürtlere saldırmanın ,tüm parçalardaki kürt halkının Türk devletine karşı savaş açması olarak değerlendirmekte.Türk devleti ve TSK nın Kürdistan ın her tarafı yani doğu illerinde,tekniğe dayalı saldırılar gerçekleştirdiği,ve bu duruma dur vakti geldiğini ,aynı teknikle karşı koyan gerilla hareketine ihtiyaç doğduğunu belirtmiştir..Karayılan la ANF nin yaptığı mülakat sadece bunlarla sınırlı değil elbet ..lozan konusun da böyle bir antlaşmayı tanımadıkları,kürtlerin bağımsızlığına darbe vurduğunu belirtmiştir..Mülakat ve önsözü birbirinden çok farklı içerikler taşımakta.Hüseyin Aygün de Alevi ve Chp vekili,icraatları tartışılır..savundukları politikada Alevileride hedef tahtasına koyabilmekteler..Saygılarımla Aslı Sivrikaya

    YanıtlaSil
  6. KENDİ BAŞARISIZLIKLARINA SUREKLI ISIM DEGISTIRMEK LUKSUNU BUNLARA KIM VERDI.ANLAYAMIYORUM..

    NEDIR BU KEPAZELIK BUNUDA ANLAMIS DEGILIM..

    VATAN NEREDE SAHI.BU BIR KAC CAPULCULARLA MESGUL OLACAGIZ HEP.

    MILLETIN RAHAT VE HUZURUNU KIM VERECEK BU ULKEDE .

    SUREKLI GERILIM.SUREKLI KAVGA,NEDIR CEKTIKLERIMIZ.

    ULKENIN KALKINMASI DURDU,SUREKLI GERILIM YETER YAHUU YETERR...

    UTANMA ,HAYA YOKMU BUNLARDA..

    YanıtlaSil