BAYRAM MI KALKIŞMA MI?


            21 Mart geldiğinde sinirler gerilir ülkemizde. Çünkü bölücü örgüt yandaşları, bayram kutlaması adı altında kentleri cehenneme çevirir. Zaten havaların ısınması, karların erimesiyle bölücü militanlar kış uykusundan uyanarak eylemlerine başlar. Dağdakiler, güvenlik güçlerine yönelik eylemler yaparken kenttekiler de isyan provaları yaparlar.
 “Bölücü örgütün büyük kitlesel kalkışması, olasıdır ki 21 Mart’ta Nevruz Bayramı kutlamaları bahane edilerek olacak. Eğer bu kalkışma, bekledikleri gibi olursa eylemlerin çapı daha da büyüyecek. Amaç, ülkemizi uluslararası bir müdahaleye uygun duruma getirmek.  AKP, Suriye çöllerinde ava çıkarken Güneydoğu bozkırlarında avlanabilir. (Kent Yaşam, 12 Mart 2012)”  Bu satırlar “Sıcak Mart” başlıklı yazımdan.  Ortadoğu’nun alt üst olduğu bir sürecin bizi etkilememesi olanaklı mı? İşte, bu nedenledir ki önümüzdeki günlerde bölücü örgüt eylemleri tırmanacak. Özellikle kentleri yaşanmaz duruma getirecekler. Toplum içinde etnik düşmanlıklar körüklenerek nefret duygusu artırılacak. Böylece de ulusal bütünlüğümüzde onulmaz yaralar açılacak.
            Bu yıl hafta içine denk gelen “Nevruz Bayramı”nı erkene almak istediler. Hafta sonu daha çok insan toplama amacındaydılar. Resmi makamlar izin vermeyince de 18 Mart günü izinsiz kutlamalar yapıldı. Polis engelleyince de kıyamet koptu.   
            İstanbul’daki “kutlamalar(?)” sırasında otobüsler, tramvaylar taşlanarak yakıldı. Allahtan yolculara bir şey olmadı. Güneşli, güzel bir İstanbul pazarında gezmeye gidenlerin otomobilleri saldırıya uğradı. Küfrün bini bir para… Otobüs durakları, akbil dolu tesisleri… önüne ne gelirse yok eden bir “Vandalizm” vardı İstanbul’da. Ağaçlar sökülüp çiçekler koparıldı toprağın bağrından. Dükkânların camları, vitrinleri indirildi. İnsanlar, malından vazgeçerek canının derdine düştü. Milyonlarca liralık maddi zarar verdiler kente. Bunun adı da bayram kutlaması oluyor öyle m? Sanki bu ülkede kimse, bugüne kadar bayram kutlamamış gibi. Dünyanın neresinde böyle bayram kutlaması görülmüş? Devlete güvenlik güçlerine meydan okuyarak bu eylemleri kışkırtan BDP’den bu zararlar tanzim edilmeli. Kamu malına zarar vermenin, kenti talan etmenin bir bedeli olmalı.
            Sonraki günlerde de bayram “kutlamaları(?)”nı sürdürdü bölücü örgüt yandaşları. Gösteriler hep mi olumsuzdu? Değil tabi ki? Antalya’da polisi taşlayan gençleri terliğiyle kovalayan annenin sağduyusu herkese örnek olmalı.
            İzmit’te bayram  kutlaması altında bölücü örgüt gösterisine kızını almaya giden anneye engel olan BDP’nin polis tokatlayan vekili, halkın tokadıyla sarhoşa dönüverdi.BDP'li vekiller şunu unutmasınlar: Kandırıldığını fark eden halkın gücü , gün gelir sizi mahveder. Gencecik çocukları kandırarak ölüme göndermek kimseye yarar getirmez. Halkın, annelerin sağduyusu gösterilerdeki bozgunculuğun arasından fışkıran umuttu. 
              Kalkışmalar sırasındaki ölüm olayları kabul edilemez. Hele Güneydoğu'daki "kutlamalar(?)" sırasında göstericiler arasından polise ateş açılması, işin niteliğini ortaya çıkarmakta. Terör örgütünün bayram bahanesiyle masum insanları nasıl kendi çıkarına, amacına alet ettiğini göstermektedir bu durum.   
            Nevruz için değişik coğrafyalarda farklı efsaneler olsa da ortak noktası baharın gelişinin kutlanmasıdır. Aydınlığın karanlığa, gündüzün geceye, yaşamın ölüme, sıcağın soğuğa, hareketin durağanlığa üstünlüğüdür 21 Mart,. doğadaki canlanmanın kutlanması, kutsanmasıdır. Uzun kışın kovulması, iç ferahlatıcı baharın gelmesidir. Rengarenk çiçeklerin açması, börtü böceğin toprak yüzeyine çıkması, ağaçların meyveye durması, sebzelerin olgunlaşması, tüm canlıların üreme, çoğalma, yavrulama yarışına girdiği kutlu bir zamandır bahar. 21 Mart'ta baharın başlangıcı. Böylesi kutlu, anlamlı bir günde yakıp yıkmak, yaralamak, öldürmek, doğaya, insana zarar vermek olur mu? Hele emperyalist bir kışkırtmayla baharı zemheriye dönüştürmeye hakkınız var mı?
                                                                                             Adil Hacıömeroğlu       
                                                                                            
                                                                                              23 Mart 2012                                         
                         
                          Not: 26 Mart 2012 tarihli Ulus Gazetesinde yayımlanmıştır.

2 yorum:

  1. Bir eğitimci gibi.. bir baba gibi..farklı uslûbu ile aklı ve zekâsı ile ne güzel bir yol göstericisi olmuşsunuz Adil bey..
    Size hem teşekkür ederim hem de ibret alınası yazılarınız için sizi yürekten kutlarım.

    YanıtlaSil
  2. Nevruz Sıcak Martta bahsini ettiğiniz kalkışmanın fitil günüydü ama polisin oldukça sert tepkisi sonucu ateşlenemedi. Vaz mı geçecekler hayır. Bir başka şey bahane edilecek ve yeniden denenecek. Ben bu işi geçmişte Erdoğan'la Uzanlar'ın savaşına benzettim. Biri galip gelince sevinecek durumda değiliz. Diğeri yenilince de üzülecek değiliz. Her iki şartta da olan ülke insanına olacak. Saygılarımla... ADNAN YİĞİTER

    YanıtlaSil